Sayfalar kişilerin kendileri tarafından hazırlanmaktadır.
|
......MEDYA...... | ......KRİTİKLER...... | .........KİMDİR........ | .........RESİMLER........ | HOME PAGE | |||||||||||||||||||||||||
Yasemin Gülerhan’ın tuval çalışmaları, insanla doğa arasındaki geleneksel anlaşmanın yenilenen mesaj programlarını, genelde yaşanmış yada anısal bir geçmişe özlem bağlamında yani böyle bir söyleme kıyasla oluşturuyor. İnsan iradesinin çağdaş standartlarına teslim olmak zorunda kaldığı bir umutsuzluk alıp yürümüşse sanatçıda hemen her şeyden önce insan figürünün doğayla bütünleşen bir fantezi içinde algılanmasına yönelik bir komposizyonu gündemine alıyor, fakat insanı bazen trajik bir boyutunda yorumlayan fantezi, sosyal yaşamı konserve eden çağdaş standardizasyonu ağır bir eleştirisini de girişmekten kaçınmıyor. Tüketimci fabrikasyonun kollektivist sınırlarına mahkum edilen insan, doğruca onun kendisini tüketen sistemin kişiliksiz birimi olaraktan sunulmuş oluyor. Böylece insanın hem kurtarmaya çabalayan hemde onu acımasızca mahkum etmeyi göze alan bu davranış ikilemi, Yasemin Gülerhan’ın resim çalışmalarını yönlendiren temel yaklaşımlardan biri olarak değişik boyut ve ölçeklerdede karşımıza çıkıyor elbet.
Yasemin Gülerhan’s paintings form the renewed message programs of the contract on a platform of nostalgy. If happylesness in which the power humankind has had to surrender to modern standarts, the artist just puts on the agenda, before anything else, a composition aiming the perception of human figures in a fantasy which sometimes interprates Man in a tragic dimention, does not escape from the modern standardisation which tins social life. Man, who is condemned to the collectivist limits of consumerist fabrication, is directly prensented as a characterless unit of the system consuming him. Therefore, this dilemma of behaviour, which struggles to both rescue and at the same time, dares to condemn him in a merciless manner, materializes in front of us in diverse dimensions and measures being one of the basic approaches leading Yasemin Gülerhan’s works. SEZER TANSUĞ
Objenin resim vasıtasıyla bir kez daha algılanmasında, çoğu kez sanatçı objeyi, onu taşıyan çizgi, renk gibi unsurlarla bir başka görüntüye dönüştürebiliyor. Sanki elma ile yeniden tanışıyoruz, su başka bir anlamı yükleniyor. Yasemin Gülerhan’ın kompozisyonlarında ki objeler, bu zorlu ve beceri isteyen çizginin en üstünde.
In the reperception of the object through painting, the artist has the ability to convert the object into another image using the elements supporting it such as lines and colours. It is as if we meet the apple over again, the water is loaded by another meaning. The object in Yasemin Gülerhan’s compositions are at the very top of this challenging and skill-demanding path.. MAHİR GÜVEN
Yasemin Gülerhan'ın resimleri ilk bakışta, doğanın objektif görünüşlerine öznel bir duyarlıkla eklendiği düşünsel anlamlarla ilgimizi çıkıyor. Çok titiz, ayrıntılı ve yoğun bir sanat emeğiyle biçimlenen, doğal görünümler espas, zaman ilişkileri ve sentezci figür yorumları içeren düzenlemelerine çağrışımcı bir alt yapı oluşturmaktadır. Salt betimleyici bir anlayış yerine, geçmiş zamanla günümüz arasında yorumlayıcı, imgesel bir bağlantı kuruyor. Özellikle Antalya yöresinde Perge yıkıntılarında ki sütun kalıntılarını mitolojik "3 Güzeller" figürleriyle birleştiren, üçlü düzenlemesiyle Ürgüp Peri Bacalarına yontusal figürlere dönüştüren tablosu ve Nemrut dağındaki Kral anıtlarıyla Coca-Cola şişelerini bir araya getiren yağlı boyasında, Yasemin Gülerhan'ın görünenin ötesine uzanan bir kişiliği geliştirdiği görülmektedir.
At first look, Yasemin Gülerhan's paintings attract one attention through theoritical meanings which are adjoined to nature's objective images through a subjective sensibility. Natural images, which have been formed by a very selective, detailed and dense art labour, serve as an associative infrastructure to her arrangements containing space, time relations and comments on synthisist figures. Not only has she adapted a descriptive understanding, but instead, she also relates the past and the present in her interpretitive and imaginatine way. Espacially her work in which she has combined the ruins of columns-among the debris of Perge in the A ntalya region with the mithological "Three Beauties" and has coverted the Ürgüp earth pillars into delicately cut figures in her trilogy. In the painting in which she has put the King Monuments at the Nemrut Mountain and the Coca-cola bottles together and in her previously mentioned works, we can see that Yasemin Gülerhan has developped a personally reaching beyond what is seen. AHMET KÖKSAL
|